{ "title": "Su Çiçeği Döküntüleri", "image": "https://www.sucicegi.gen.tr/images/su-cicegi-dokuntuleri.jpg", "date": "21.01.2024 14:36:23", "author": "seval sarıboya", "article": [ { "article": "
Su Çiçeği Döküntüleri, bu hastalık tarih boyunca büyük salgınlara neden olmuş, çocukluk döneminin genel bir hastalığıdır. Virüs kökenli bir hastalık olmasından dolayı bulaşıcıdır. Bu yüzden belirtileri gözle görülebilir bir şekildedir. Çoğunlukla kırmızı pulcuklar halinde kendini gösteren içi dolu kabarcıklar şeklinde vücutta en belirgin bir şekilde gözlenebilir. Sonrasında içi sıvı dolu bir şekilde kabarcıklara dönüşür ve kabuk bağlayan döküntüler haline gelir. Su çiçeğinde değişik evrelerde görülen döküntüler aynı anda gelişir. Bu hastalığı yapan virüs varicella-zoster virüsüdür. Bu virüs su çiçeği ve zona hastalıklarını yapar. Su çiçeği, bu virüsün birinci derecedeki enfeksiyonu ve çocukluk çağı hastalığıdır. Su çiçeğinin bulaşıcılık süresi döküntüler çıkmadan 1-2 gün önce başlar. Bütün döküntüler kabuklanma yapana kadar devam eder. Bu döküntülerle direk temas halindeyken bulaşır. Bunun dışında damlacık yolu denilen hava yolu ile de bulaşabilir. Yani hasta bir çocukla aynı ortamda bulunan çocuğa bulaşma ihtimali çok yüksektir. Su çiçeği virüsü, hastalık geçtikten sonra vücuttan tamamen atılamaz. Çünkü sinir uçlarına yerleşir ve zamanla bu hastalık, kullanılan ilaçlara, yorgunluk, yaşlanma gibi bağışıklığı zayıflatan sebeplerle sinir boyunca ilerleyip deriye ulaşır ve o bölgede kaşıntılı, ağrılı bir durum oluşturan su çiçeğinin içi sıvı dolu kabarcıklara neden olur. Yani su çiçeğinin etkeni mikroptur. Ayrıca bu virüs, soluma ya da öksürme ile etraftaki yüzeylere de bulaşabiliyor. Özellikle su çiçeğinin en sık ortaya çıktığı dönem, kış mevsiminin sonları ve ilkbahar başlarıdır.

Su Çiçeği Belirtileri; Su çiçeği, aşı ile korunabilen bir hastalıktır. Çünkü su çiçeğinin bulaşma özelliği en yüksek olan hastalıktır. Su çiçeği döküntüleri, önce toplu iğne başı gibi, kırmızı lekeler halindedir. Bunların çoğu birkaç saat içerisinde kırmızı şeklinde bir görüntü olur. Yani içi sıvı ile dolar ve vücuda yayılır. Bu yayılma önce yüz ve saçların arasından başlar. Sonrasında aynı gün içerisinde sırt, göğüs, karın, kol ve bacaklara doğru yayılmaya başlar. Su çiçeğinin kuluçka dönemi 10-20 gündür. Fakat bu hastalık genelde direk temastan dolayı 13-15 gün sonra başlar. Bünyesi hassas olan çocuklarda genellikle döküntüler yapar. Bu döküntülerin sayısı değişiklik gösterebilir. Bilhassa döküntülerin çıkmasından itibaren 1-2 gün öncesinden başlayan yüksek ateş, halsizlik, iştahsızlık, baş ağrısı ve karın ağrısı gibi semptomlar görülür. Buna istinaden bu belirtiler genelde 2-3 gün süreyle devam eder.

Su çiçeği döküntüleri özellikleri; bu virüs, yani içi sıvı dolu olan su çiçeği döküntüleri, ince duvarlı şeffaf olup, yuvarlak ve oval şeklindedir. İlk döküntüleri üzerine hafif bir ateş görülebilir ve sonra da başka döküntülerde meydana gelir. Döküntülerin bir kısmı zamanla kurur ve esmer bir kabukla örtülür. Su çiçeği döküntülerinin özelliği ise döküntülerin her birinin ayrı bir yaşı vardır. Bu sebeple yeni döküntüler oluşurken diğer döküntüler göbeklenir veya diğer döküntüler kabuklanır. Su çiçeği döküntüleri boğaz, yanak, dudak, dişeti, dil, damak ve gırtlak gibi yerlerde oluşum gösterir, solunum yolunda ise çoğalır. Şayet ses telleri kenarında çıkarsa buna su çiçeği krupu denilir. Döküntülerin süresi ortalama yedi gün kadardır. Kabukları 2-3 haftada düşer. Bu döküntüler genelde kaşıntılı olur. Bu hastalığın ortalama döküntü sayısı 300 kadardır. Yetişkinlerde döküntü sayısı daha fazla olur ve yaş ilerledikçe hastalık daha ağır seyreder.

Su çiçeği döküntüleri tedavisi; bu hastalığın ilaç tedavisi yoktur. Fakat kaşıntıyı önleyen losyon veya krem kullanılabilir. Özellikle hastanın çarşafları ve yastığı sürekli değiştirilerek temiz tutulmalıdır. Bunun yanında ılık duşlar hastaya rahatlatıcı etki yaratır. Tedaviye yönelik hastanın yakınmalarını önleyecek antiviral tedavisi uygulanır. Bu kaşıntı üzerinde oluşan bakterilere karşı önlenmesi için uygulamadır. Kaşıntı için losyon tedavisi, daha ağır olanlarda ise hap şeklinde tedavi uygulanır. Ayrıca çocukların tırnak bakımı yapılmalıdır ve törpülenmelidir. Çünkü bakteri enfeksiyonu gelişimini önlemek amaçlı sabunla günlük temizlik yapılmalıdır. Özellikle sabunlu suyla tekrarlanan banyo yapılmalıdır. Bu bağlamda gelişebilecek olan deri enfeksiyonlara karşı yararlı olur. Ateşi yüksek olan çocuklara ateş düşürücü şurup verilebilir. Bu çocuklara asla aspirin verilmemelidir. Çünkü virüs enfeksiyonu olan çocuklara aspirin verilirse, reye sendromu ortaya çıkma riski yüksektir. Reye sendromuyla ilgili karaciğer yağlanmasına bağlı gelişen ciddi fonksiyon kaybıdır. Bu kayıpla bilinçaltı değişiklikleriyle kendini gösteren ve komaya girecek kadar hayati bir durum oluşur.
" } ] }